Güncel
Mehmet Kurt: 'Hizbullah’a ‘Kutlu Doğum’a bomba koyarız’ tehdidi!'
Akademisyen Mehmet Kurt, Türkiye'de Hizbullah kitabı üzerine verdiği söyleşinin 3.bölümüyle devam ediliyor...
Türkiye'de Hizbullah adlı kitabın yazarı Mehmet Kurt, GüneydoÄŸu'dan Hizbullah'tan daha sert kurallara sahip part-time savaÅŸan örgütlerin olduÄŸunu söyledi. Kurt, Hizbullah'ın JÄ°TEM ve Ergenekon ile ilgilli iddialara yer verilirken HÜDA-PAR'ın parti programında bunlarla yüzleÅŸmenin gündemlerinde olduÄŸunu belirtti...
Ä°ÅŸte Mehmet Kurt'un T24'ten Hazal Özvarışa verdiÄŸi röportajın devamı:
SöyleÅŸinin üçüncü bölümünde, Hizbullah’ın Hüda-Par’a evrilme sürecini ve bu süreçte ÅŸiddetle arasına nasıl bir mesafe koyduÄŸunu anlatırken Mehmet Kurt, önemli bir geliÅŸmeyi "Hizbullah algısı nedeniyle gözden kaçıyor" notuyla gündeme sokuyor:
“Hizbullah’ın içinden çıkan ve onun legalleÅŸmesini küçümseyen bir grup oradan ayrılıp Selefi bir zeminde örgütlendi.”
Mehmet Kurt, adını vermediÄŸi bu yeni radikal Selefi örgüt içinde Hizbullah’tan gelenlerin çoÄŸunluÄŸu oluÅŸturmadığının altını çiziyor ve ÅŸu uyarıyı yapıyor:
“Emin olun bunlar, Hizbullah’la karşılaÅŸtırıldığında çok daha radikal ÅŸeyler yapabilecek gruplar.”
Nevzat AnukKurt’un söyledikleri, bölgedeki radikal Ä°slamcı ÅŸiddet ihtimalini, bugün ağırlıklı olarak legal alanda faaliyet gösteren Hizbullah’la sınırlamamak açısından önemli.
Mehmet Kurt’un, yarın hakkında öngörüler de saÄŸlayan bilgiler eÅŸliÄŸinde, Hizbullah’ın bugününü anlattığı söyleÅŸimizin son bölümü için buyrun:
Azad: Yüzlerce kiÅŸi cemaate gidip ‘Polis bize yanaÅŸtı’ dedi
- Hizbullah’ın “iç infazlar” döneminde, taban yapılanların ne kadar farkındaydı?
Herkes farkında deÄŸildi ama belli oranlarda biliniyordu. Ä°ç infazların itirafçılar ve ajanlarla sınırlı olduÄŸu düÅŸünülüyordu. MeÅŸrulaÅŸtırma araçları yaygın olarak kullanılıyor olmalı.
- Ajan tespitinin hangi kriterlere göre, ne kadar hakkaniyetli yapıldığını düÅŸünüyorlardı?
Bu yönde net bir bilgim yok ama Azad’ın söylediÄŸi bir ÅŸey var; “96 yılıydı sanırım” diyor, “Cemaat çaÄŸrı yaptı, dedi ki ‘Ä°çimizdeki ajanları tespit ettik. Onlar gelsinler, özeleÅŸtiri versinler, bilgilerine baÅŸvuracağız sonra serbest kalacaklar.’” Azad, yüzlerce kiÅŸinin cemaate gidip “Polis bize yanaÅŸtı” dediÄŸini söyledi. Dedikleri doÄŸruysa, ciddi düzeyde kontrol mekanizması olan bir yapıda bunun yaÅŸanması ilginç. DiÄŸer taraftan eÄŸer yüzlerce insan gitmiÅŸse, bu tabana JÄ°TEM’in, derin devletin ne derecede sızdığına dair de bir bilgi veriyor. Tarafsız olmayan, cemaatten gelen bir bilgi de Huseynisevda.biz internet sitesinde var; “JÄ°TEM ve Polisin Ä°fsat Yöntemleri” diye bir yazı dizisinde, dolaylı yoldan, “Devlet içimize sızdı, biz de yargıladık, infaz ettik” bilgisinin yanı sıra “Bir kiÅŸi ajan olmuÅŸ, ÅŸöyle sorgulanmış” gibi bilgiler var.
‘Hüda-Par programında JÄ°TEM, Ergenekon’la yüzleÅŸmek gerektiÄŸi yazdı’
- Hizbullah yöneticisinin de size referans olarak gösterdiÄŸi bu yazısı dizisinde “Cinayetleri ajanlar iÅŸledi, biz de o ajanları infaz ettik” denilmesi, Hizbullah’ın iÅŸlediÄŸi cinayetlerden sıyrılması anlamına da gelmiyor mu?
Günah keçisi olarak gösterme gibi bir bakış açısı var. Devletin, Hizbullah’la hangi düzeylerde iliÅŸkilendiÄŸini tespit etmek hakikaten zor. Bir bilim insanı olarak bu benim iÅŸim de deÄŸil. Bence Hizbullah’ın bununla yüzleÅŸmesi lazım. Bölgedeki Kürtlerin çoÄŸu için bu bilgi, tevatür derecesinde doÄŸru. Siyasal bir partisi olan bir grubun, halkın bu izlenim veya bilgisine gözünü kapamaması lazım. “Bunların hepsi PKK’lidir, zaten onlar mürteddir” diyerek iÅŸin içinden sıyrılmanız mümkün deÄŸil. Paramiliter örgütler literatüründe, benzer oluÅŸumları Kolombiya’da, Güney Amerika’da da görüyoruz. Bazen devletle doÄŸrudan iliÅŸkilenmek gerekmiyor, “Devlete yaradı” demek, doÄŸrudan veya dolaylı bir baÄŸ var demektir. Bir baÄŸ olmasa bile bu bilgiye raÄŸmen ÅŸiddeti sürdürmek bir tercih belirtir. Elbette bunu söylerken o dönemin dinamiklerini ve içine sürüklenilen ÅŸiddet sarmalını göz ardı etmiyorum.
Ä°ÅŸin diÄŸer ilginç yanı ise bugün Hüda-Par’ın parti programında Kürt sorununun çözümü için dile getirilen tespit ve talepler. Hüda-Par, kamusal alandaki söyleme çok yansımasa da parti programında JÄ°TEM, Ergenekon gibi yapılarla yüzleÅŸmek gerektiÄŸini, anadilde eÄŸitim hakkını, koruculuÄŸun laÄŸvedilmesini talep ediyor. Aslında o taleplerin çoÄŸunun altına HDP de imza atar.
- Ergenekon’dan yargılanan emekli albay Arif DoÄŸan, “Hüseyin VelioÄŸlu ajanımızdı” demiÅŸti. Ergenekon ve JÄ°TEM davalarında derinlemesine bir soruÅŸturmada Hizbullah’ın devletle iliÅŸkisinin belgelenme ihtimali sizce Hüda-Par’ın gündeminde yok mu? “Hizbullah devlet güdümünde kurulmadı ama devlet tarafından kullanılmakla yüzleÅŸmeliler” diyen size göre, Hüda-Par’ın parti programındaki bu madde neyin göstergesi; devletin kendileriyle bağını ifÅŸa etmeyeceÄŸine güvenin mi, Arif DoÄŸan’ın sözlerinin yanlış olduÄŸuna dair inancın mı?
Demek ki Hüda-Par bu konuda kendine güveniyor. Bu soruyu onlara sormanızı öneririm. Ben ancak görüÅŸmecilerimin verdiÄŸi bilgiler çerçevesinde bir ÅŸeyler söyleyebilirim. 1990'lardaki derin devletle iliÅŸkiler konusunda iddialı sözler sarf eden bir görüÅŸmecime, ben de, bu konuda herhangi bir belge olup olmadığını sormuÅŸtum. Bana "RüÅŸvetin belgesi olmaz" demiÅŸti.
Musab: Polisi, ajanı öldürmeni anlarım ama kardeÅŸim masum insanları neden öldürdün!
- Ubeydullah Dalar, Gonca KuriÅŸ, Ä°zzettin Yıldırım, Mehmet Sincar gibi dikkat çeken cinayetleri duyan taban yoluna nasıl devam etti?
GörüÅŸmeciler, bu konuyu konuÅŸmakta oldukça gönülsüzler. Bence bu konuda bir ÅŸey söylememeleri üzerinden bir ÅŸey söylüyorlar. En rahat konuÅŸan görüÅŸmecilerimden biri Musab, oldukça öfkeliydi ve ÅŸunu soruyordu:
“KardeÅŸim polis öldürdün, anlarım, güvenlik gücüdür, kendi adamını infaz ettin, anlarım, ajandır, her örgütte iç infaz vardır. Ama masum insanları neden öldürdün? Falan adam, Ä°slamcıydı, ne zararı oldu sana?”
- Ä°nfazlar konusunda ses kısıklığına raÄŸmen görüÅŸmecileriniz arasında Hizbullah’a inançlarını bugün de sürdürenler var mı?
Zihninde meşrulaştırmayanlar ayrılıyor.
- MeÅŸrulaÅŸtıranları merak ediyoruz, Beykoz operasyonundan birkaç yıl sonra köy köy gezen Hüda-Par, infazlar konusunda ne dedi?
Ä°nfazlar iç mekanizmalarda sorguya dönüÅŸtü mü bilmiyorum ama konuÅŸtuÄŸumuzda Hizbullah’la baÄŸlantılı olduÄŸu iddia edilen Hüda-Par’da dile getirilen ÅŸu: “Biz hata yapmadık.” Hizbullah yöneticisine “Hata yaptık dediÄŸiniz veya yapmasaydık dediÄŸiniz bir ÅŸey oldu mu” diye sordum. Ä°slam’daki içtihat mekanizmasına iÅŸaret ettiler. Ä°slam’da, bir kiÅŸi Allah rızası için içtihatta bulunur. Bir ÅŸeyde kural geliÅŸtirir, eÄŸer isabet ederse iki sevap alır, isabet etmezse bir sevap. Haliyle iyi niyetle yaptığınız bir eylemin sonucu kötüyse bile siz iyi niyetle yaptığınız için bu sizi aklar. Bu zihniyet pek çok ÅŸeyi meÅŸrulaÅŸtırır. Ä°kincisi, cezaevinde yatan kiÅŸiler varken, bir kitle ‘bedel ödemiÅŸken’ “yanlıştı” demek psikolojik olarak da zor. Naif bir beklenti olabilir ama Hüda-Par’ın politik bir parti olarak yüzleÅŸmesi gerektiÄŸine inanıyorum.
- GeçmiÅŸinde problem görmeyen bir yapı tam olarak ne ile yüzleÅŸecek?
Bireysel düzlemlerde görülen problemlerle yüzleÅŸmesi bile önemli. Bir baÅŸlangıç yaratabilir. KeÅŸke birileri çıkıp da “Ben geçmiÅŸimle yüzleÅŸiyorum” dese.
Gaffar Okkan cinayeti VelioÄŸlu’nun vasiyeti miydi?
- Kitapta diÄŸer cinayetler arasında saymadığınız Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan cinayeti sizce Hizbullah’ın bir intikam deÄŸil miydi?
Ä°ntikamdı. Gaffar Okkan’ın öldürülmesi, kitapta da geçen Ä°skender Tutar’ın yazdığı “Cemalim" adlı romanda yer alıyor. Hizbullah romanları otobiyografik bir özellik taşır, sadece isim deÄŸiÅŸir, bazen o bile deÄŸiÅŸmez. O romanın sonunda, VelioÄŸlu diyor ki “Gaffar Okan'dan ve o iki itirafçıdan intikam alınacak. Bunun bedelini ödeyecekler, benim ömrüm yetmezse siz yapın.”
- Okkan’ın öldürülmesi sizce VelioÄŸlu’nun vasiyeti miydi?
O itirafçılardan bir tanesi öldürülüyor, sonrasında Beykoz oluyor, ardından da Gaffar Okkan öldürülüyor.
Azad: Ya cumhurbaÅŸkanı ya genelkurmay baÅŸkanını öldürürüz diyordum
- Azad isimli görüÅŸmeciniz, VelioÄŸlu’nun öldürülmesinden sonra aklından geçenleri ÅŸöyle özetliyor: “Ya cumhurbaÅŸkanı, ya baÅŸbakan ya genelkurmay baÅŸkanı, birini öldürürüz, diyordum.”
Cemaati gözünde ne kadar büyüttüÄŸünün göstergesi. Okkan’ın öldürülmesi potansiyeli açısından Hizbullah’ın yapabileceÄŸi bir ÅŸeydi. EÄŸer baÅŸbakana eylem yapabilecek potansiyelleri olsaydı bunu yapabilirler miydi diye merak ediyorum.
- Kanaatiniz nedir; PKK ve diÄŸer gruplarla çatışırken Hizbullah’a ciddi bir müdahalede bulunmayan devlet tarafında ne deÄŸiÅŸti ve önce Beykoz operasyonu, ardından yaygın baskınlar ve Hizbullah kitlesini yargılamalar geldi?
Bu sorunun da muhatabı devlet yetkilileridir. Ben sadece zamanlama manidar diyorum. 1999'da Abdullah Öcalan yakalanıyor. Dahası aynı dönemde Gaffar Okkan, Diyarbakır Emniyet Müdürü ve biliyorsunuz Okkan, Hizbullah'a yönelik operasyonların baÅŸ mimarı.
‘Hizbullah’ın tüm üyeleri tutuklanmadı, buna imkân da yoktu’
- Beykoz arÅŸivi ele geçirildikten sonra Hizbullah üyelerinin yaklaşık kaçta kaçı tutuklandı?
Elimde bir istatistik yok. 4-5 bin tutuklu, 20 bin gözaltı diyenler var ama tüm üyeler tutuklanmadı. Zaten amaçlanan bu da deÄŸildi, bölge ve cami sorumluları gibi kiÅŸileri alarak örgütün belini kıracak bir yöntem izlediler. RuÅŸen Çakır’ın da söylediÄŸi gibi bunu yapmanın pratik imkânları da yoktu.
- VelioÄŸlu öldürüldükten sonra Hizbullah’a ne oldu?
Dışarıda yer altına çekilen bir grup oluyor ama Beykoz arÅŸivi nedeniyle örgüt neredeyse tamamen deÅŸifre oluyor. ArÅŸivin bir kısmı yok edildiÄŸi için sıyrılan kiÅŸiler var ama daha sonra Diyarbakır, BaÄŸlar’da iki çuval arÅŸiv daha elde ediliyor. Sivil alana çıkmanın birinci nedeni bunca bilgi ortaya çıktıktan sonra gizli örgüt olarak devam etmelerinin mümkün olmaması. Ayrıca cezaevindekiler ve dışarıdakilerin bir muhasebe yapması neticesinde de bu geçiÅŸin yaÅŸandığını düÅŸünüyorum.
Hizbullah yöneticisinden ‘silahlı mücadele’ açıklaması: Sabrımız…
- Bu muhasebede ÅŸiddete ne kadar yer ayrıldığını canlandırabilmek adına: Bugün Hizbullah’ın ÅŸiddete dair nasıl bir söylemi var?
Åžiddete kategorik bir karşılık yok. Åžiddet, stratejik bir araç olarak deÄŸerlendiriliyor. 90’larda bu araç yoÄŸunlukla baÅŸvurulan bir araçtı, ona uygun bir zemin de vardı. Bugün ortam da olmadığı için ÅŸiddeti stratejik olarak öncelemiyorlar. Fakat BDP ile aralarında çıkan son gerginlikler için “Silahlı mücadele aÅŸamasına geçiÅŸe neden olur mu” diye sorduÄŸumda ÅŸunu dediler:
“Sabrımız saldırıların devamına ve niteliÄŸine baÄŸlı. Saldırılar inancımızı gelecek nesillere aktarmayı engelleme durumuna gelirse saldırıları bertaraf etmeyi Ä°slami bir görev olarak görürüz.”
Bu meÅŸru müdafaa dili, geçmiÅŸte de ÅŸiddeti tırmandıran bir alan oluÅŸturmuÅŸtu. DiÄŸer taraftan ÅŸunu da düÅŸünüyorsunuz, acaba bu dili bugünü kullanmasalar ne olur?
- Sizce bu dili kullanarak elde ettikleri kazanım ne?
Kendi tabanına yönelik “Güçlüyüz” mesajı vermek olabilir.
Okey oynarken: Kalaşnikofun fiyatı 8 bin olmuş
- Fakat gündelik hayatta “GörüÅŸürüz” demek yerine “Allah ÅŸahadetini kabul etsin” dediklerini de söylüyorsunuz.
Daha genç bir grubun bunu kullandığına ÅŸahit oldum, Selefilerle sahip oldukları geçiÅŸken ortak bir taban bu.
- Sizce bugün Hizbullah’ın gücü PKK’ya yetse, ÅŸiddete daha eÄŸilimli olabilirler miydi?
Provakatif ÅŸeyler olabilir. Nitekim Kobanê eylemleri sırasında Hüda-Par Diyarbakır, Twitter hesabından üyelerine “Herkesi partiyi korumaya çağırıyoruz” diye çaÄŸrı yaptı. Ama bunun için sosyolojik koÅŸullar bugün yok, hem legalleÅŸmeyle kazandıkları görünürlük çok daha yüksek. Hizbullah’ın legalleÅŸmeyle elde ettiÄŸi imtiyaz ve hareket alanını kolay kolay riske atacağını sanmıyorum. BildiÄŸim kadarıyla çok silahları da yok. Ama bu bölgede silah yok demek ne kadar doÄŸru emin deÄŸilim. Kahvede ÅŸiddetle iÅŸi olmayan arkadaÅŸlar, okey oynarken “KalaÅŸnikofun fiyatı 8 bin olmuÅŸ” diyebiliyor.
- Bu güncel fiyat mı?
Yaklaşık. Kobanê olayları ve IŞİD’den sonra bu konuÅŸmalar çok daha fazla yapılmaya baÅŸlandı.
‘Bölgede yeni ve büyüyen radikal bir Selefi örgüt var’
- Hizbullah ÅŸiddeti kınamasa da düzenli olarak kullanmaması bölgede bir boÅŸluk yaratıyor mu yoksa radikal Ä°slamcı örgüt arayışı tamamen yok oldu mu?
Hizbullah’ın içinden çıkan ve okumak için bazı Arap ülkelerine gidenler oldu. Bu kiÅŸiler o ülkelerdeki Selefi akımların etkisi altında kaldı. Geri dönenler arasında Hizbullah’ın legalleÅŸmesini küçümseyenler oldu ve oradan ayrılıp Selefi bir zeminde örgütlendiler.
- Bu grubun ismi var mı?
Ä°smi var ama güvenlik sebebiyle söylemeyeceÄŸim. Yalnız ÅŸunu söylemek lazım, bu kitle içinde Hizbullah’tan kopup gelenler çoÄŸunluÄŸu oluÅŸturmuyor.
- Bu grubun hacmi ne?
Hizbullah kadar geniÅŸ bir kitleye sahip deÄŸiller ama ÅŸiddet için buna ihtiyacınız da yok.
- Peki büyüyen bir örgütten mi bahsediyoruz?
Bölgedeki geliÅŸmelere paralel olarak büyüyen yapılardan bahsedebiliriz. Gelecekte ne olur bilmiyorum.
- Bu yeni örgütün katılımcıları, Kürt gençler mi?
Büyük çoÄŸunlukla.
Hizbullah’a ‘Kutlu DoÄŸum’a bomba koyarız’ tehdidi!
- Bu grubun şiddetle nasıl bir bağı var?
GörüÅŸmecilerimden biri, bu grubun “Hizbullah’ı çok eleÅŸtiriyorsunuz, kulağınızı çekerler” diyenleri “Kutlu DoÄŸum’a bomba koyarız” sözleriyle tehdit ettiÄŸini söyledi.
Henüz yorum yapılmamış.